Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya yönelik dikkat çeken bir yanıt vererek, 'sağır duymaz, uydurur' ifadesiyle sözlerinin arkasında durdu. Başta Habertürk olmak üzere bazı medya kuruluşlarında hakkında çıkan bilgilere tepki gösteren Erdoğan, bu tür haberciliğin basının tarafsızlık ilkesine de zarar verdiğini vurguladı. Yazılarında kullandığı dil ve yaptığı eleştirilerle dikkat çeken Fatih Altaylı, Erdoğan’ın bu sert çıkışı sonrasında kamuoyunun gündeminde daha fazla yer buldu.
Siyaset ve medya arasındaki ilişki, her zaman dinamik ve zorlu bir denge üzerine kuruludur. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fatih Altaylı’ya yönelik eleştirileri, Türkiye'nin medya iklimindeki mevcut tartışmaları alevlendirdi. Son yıllarda artan siyasi kutuplaşma ile birlikte, gazetecilik etikleri üzerinde ciddi sorgulamalar ve eleştiriler yapılmakta. Erdoğan’ın 'sağır duymaz, uydurur' açıklaması, gazetecilerin tarafsızlık ve doğru bilgi verme sorumluluklarını yeniden gözler önüne sererken, aynı zamanda medyanın ifşa olan taraflarının da tartışılmasına neden oldu. Medya organları, güç sahibi olanlar ve iktidar temsilcileri arasında nasıl bir dil geliştirmesi gerektiği konusunda sıkıntılar yaşıyor. İfade özgürlüğü ile medya etiği arasındaki çizgi, birçok gazeteci için belirsiz hale geldi.
Erdoğan’ın Altaylı’ya yönelik bu sert tepkisi, yalnızca bir kişinin yazılarına yanıt vermekle kalmayıp, aynı zamanda köklü bir medyanın nasıl yönetilmesi gerektiği üzerine de ciddi bir tartışma başlattı. Fatih Altaylı, yıllardır kamuoyunu bilgilendirme amaçlı kaleme aldığı yazıları ile tanınırken, Erdoğan’ın bu çıkışı, birçok okurun gözünde bir 'düşmanlık' olarak mı yoksa 'eleştiri' olarak mı algılanacağı sorusunu gündeme getirdi. Hem medya organları hem de yazarlar, Erdoğan’ın bu açıklamalarının sonucunda hangi pozisyonda duracaklarını düşünmek zorunda kaldı. Aslında Erdoğan’ın bu sert eleştirileri, sadece Altaylı’nın yazılarına yönelik değil, genel olarak Türk medyasının durumuna yönelik bir eleştiri teşkil etmektedir. Özellikle sosyal medya ve diğer platformlardan duyduğumuz eleştiriler, medya dünyasında rahatsız edici bir 'fanatikleşme' alanına doğru ilerliyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fatih Altaylı’ya yanıtı, sadece bir kişi ile sınırlı kalmayıp, tüm medya dünyasındaki etik, tarafsızlık ve sorumluluk ilişkilerini sorgulayan bir durum ortaya çıkarmaktadır. Kamusal alanda tartışmaların alevlenmesi, taraflı ve tarafsız tüm gazetecilerin dikkatle düşünmesini gerektiriyor. Bilgi akışının hızlandığı ve her gün yeni tartışmaların yaşandığı bir dönemde, medya camiası, tarafsız bir şekilde haber verme sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Erdoğan’ın 'sağır duymaz, uydurur' sözü, kamuoyuna duyurulması gereken haberlerin geri planda bırakılmaması gerektiğini hatırlatıyor.