İstanbul, son dönemlerdeki güvenlik önlemleri ile adından sıkça söz ettiriyor. 2023 yılında gerçekleştirilen "Huzur İstanbul" adlı uygulama, şehrin güvenliğini artırmak amacıyla hayata geçirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan bu uygulama, suç ve suçlu ile mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak 1011 kişinin gözaltına alınması, şehir yaşamında endişelerin artmasına neden oldu.
Huzur İstanbul projesinin en önemli amacı, İstanbul'un dört bir yanındaki asayişi sağlamak, suç oranlarını düşürmek ve vatandaşların daha güvenli bir ortamda yaşamasını temin etmek. Şehrin nüfus yoğunluğunun yanı sıra, turist akımının da yüksek olması, güvenlik zafiyetlerini gözler önüne seriyor. Emniyet birimleri, bu tür uygulamalarla özellikle uyuşturucu madde ticareti, hırsızlık ve organize suçlarla mücadelenin güçlendirilmesi hedefleniyor. Huzur İstanbul uygulaması, 2023 yılının başından itibaren düzenli aralıklarla devam ediyor ve Eylül 2023 itibarıyla gerçekleştirilen son uygulama, gözaltı sayısı ile dikkat çekti.
Gerçekleştirilen Huzur İstanbul uygulaması sırasında gözaltına alınan 1011 kişi, şehrin güvenlik algısını yeniden sorgulattı. Vatandaşlar, bu kadar yüksek sayıda gözaltı yapılmasını endişe verici buluyor. Bazı bireyler, uygulamanın suçla mücadele açısından faydalı olabileceğini savunsa da, diğerleri bunun insan haklarına aykırı olabileceğinden korkuyor. Gözaltına alınan bireylerin büyük bir kısmının hangi suçlardan ötürü gözaltına alındığı, kamuoyunda geniş bir tartışma konusu haline geldi. Emniyet yetkilileri, gözaltıların büyük çoğunluğunun kimlik kontrolü ve asayiş uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.
Gözaltına alınanlardan bazıları, suça karışmış kişiler veya geçmişteki sabıkalarına dayanarak kontrol altına alındı. Ancak, uygulamanın yol açabileceği yanlış anlaşılmalar, masum kişilerin bile gözaltına alınmasına sebep olabiliyor. Bu durumu fırsat bilen sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları, uygulamanın hukuksal boyutunu sorguluyor ve vatandaşların haklarının ihlal edildiğini iddia ediyor.
Suç ve suçlu ile mücadelede böyle büyük ölçekli uygulamaların gerekliliği tartışılmaya devam ederken, İstanbul'daki güvenlik durumu, özellikle büyük şehirlerde arttığı düşünülen şehirleşme ve sosyo-ekonomik sıkıntılar ile birleştirildiğinde, iç içe geçmiş karmaşık bir tablo sunuyor. Huzur İstanbul uygulamasının sonuçları, ilerleyen günlerde İstanbul'un genel güvenliğini ne yönde etkileyecek?
Sonuç olarak, Huzur İstanbul uygulamasında yaşanan gözaltı sayısı, şehirdeki güvenlik durumunun ciddiyetine işaret ederken, bununla beraber vatandaşların haklarının korunması, güvenliğin sağlanması ile birlikte ele alınması gereken bir konu haline geliyor. Emniyet güçlerinin bu tür uygulamalarla suçla mücadelesindeki destekleyici rolü, halkın güven hissiyatını artırabilir fakat bunu yaparken hukukun ve hakların ihlal edilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. İlgili tüm tarafların, bu konudaki tartışmaları yaparken dikkatli ve sensitif olmaları gerekmektedir. Huzur İstanbul uygulaması ve onun devamı niteliğindeki başka uygulamalar, gelecekte şehrin güvenlik algısı konusunda belirleyici faktörler arasında yer almaya devam edecektir.