Isparta, Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden biri konumunda olup, özellikle elma, gül, kiraz ve kayısı üretimiyle ön plana çıkmaktadır. Ancak bu yıl yaşanan zirai don, bu üretimlerin büyük bir kısmını olumsuz etkiledi. Çiftçiler, don nedeniyle çiçeklerin kısmen veya tamamen donarak yok olduğunu bildiriyor. Özellikle kayısı ve kiraz ağaçlarındaki zarar oranı %70'e kadar ulaşırken, elma ve gül üretiminde de ciddi kayıplar yaşanıyor. Bu durumun bölge çiftçileri üzerindeki ekonomik etkisi oldukça derin. Zira ziraî üretim, Isparta'da birçok ailenin geçim kaynağını oluşturuyor ve bu kayıplar, hem çiftçilerin hem de tarım işçileri için zor günlerin habercisi.

Çiftçiler, zirai donun etkilerini azaltmaya yönelik çeşitli önlemler almasına rağmen, çoğu durumunda başarılı olamamış. Zira don olayları, ani bir şekilde meydana geldiği için önceden tahmin etmek veya hazırlık yapmak oldukça zordur. Bu nedenle yerel yönetimlerin çiftçilere destek vermesi, teknik bilgi ve eğitimin artırılması gerekmektedir. Uzmanlar, çiftçilerin zirai don olaylarına karşı daha dayanıklı çeşitler geliştirmesi ve iklim değişikliği ile mücadelenin önemini vurgulamakta. Ayrıca, devletin bu tür olaylarda devreye girmesi için tarım sigortası gibi çözümler sunması gerektiği belirtiliyor.

Sonuç olarak; Isparta'da zirai don nedeniyle yaşanan kayıplar, sadece çiftçileri değil, aynı zamanda tüketicileri de etkileyiyor. Ürün arzı daralırken, fiyatlar artabilir, bu da pazar dengesini bozabilir. Dolayısıyla, tarım sektörü ve üreticilerin durumunu göz önünde bulundurarak, hem toprak verimliliği artıracak stratejilerin hem de doğal afete karşı dayanıklılık sağlayacak planların acilen hayata geçirilmesi ATV için büyük önem taşıyor. Doğanın dengesinin bozulması, yalnızca tarım sektörüne değil; bölgedeki tüm canlılara büyük zarar verme potansiyeline sahip.

İşte bu noktada, Isparta ve çevresindeki tüm tarım paydaşlarının bir araya gelerek, ortak çözümler geliştirmesi ve tarımsal verimliliği artırıcı stratejiler geliştirmesi büyük bir önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, sürdürülebilir tarım uygulamaları, doğal afetlerle başa çıkabilme yeteneğimizi artıracağı gibi, ekonomik kayıpların da en düşük seviyeye inmesini sağlayacaktır.