Son dönemde Akdeniz’de yaşanan olaylar sebebiyle dünya genelinde dikkatler, uluslararası sularda gerçekleşen gözaltılara çevrildi. Bu bağlamda, Madleen adlı gemide görev alan Türk aktivist ve gönüllünün gözaltına alınması, hem aileyi hem de kamuoyunu derinden sarstı. Aktivistin eşi, olayı ve yetkililerin tutumunu NTV’ye yaptığı açıklamalarda detaylandırdı. “Bu gece de gözaltında kalacak” sözleriyle, korku ve belirsizliğin iç içe geçtiği bir tablo çizen eşi, olayın arka planını ve duyduğu endişeleri dile getirdi.
Madleen gemisi, son zamanlarda sığınmacılara yardım etme amacıyla Akdeniz’de faaliyet gösteren bir yardım kuruluşuna ait. Geminin, sığınmacılara yardım götürmek amacıyla gidişleri ve kurtarma operasyonları, Avrupa’nın kıyılarına ulaşmaya çalışan birçok insan için hayati önem taşıyor. Ancak, bu tür operasyonlar bazen yetkililer tarafından engelleniyor ya da gözaltına alınma ile sonuçlanabiliyor. Aktivistin eşi, kocasının bu yardımlar için çok çaba harcadığını ve sahada yaşanan zorlukları üstlenmekten korkmadığını ifade ederek, eşinin gözaltına alınmasının ardındaki nedenleri sorguladı.
Açıklamalara göre, gemideki gözaltı işlemi, operasyon sırasında yaşanan bir yanlış anlama ya da tutuklama sebebiyle gerçekleşmiş olabilir. Eşinin gönüllü olarak yaptığı işin, insani bir yardım anlamı taşıdığını, bunun siyasi bir sonuç olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan aktivist, gözaltına alınma sürecinin gereksiz bir drama dönüşmesini eleştirdi. “Eşim sadece insanlık adına bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Hayatları kurtarmak için mücadele eden bir aktivistin ceza alması düşündürücü,” dedi.
Gözaltına alınan aktivistin eşi, NTV’ye yaptığı mülakatta, “Bu gece de gözaltında kalacak” açıklamasının sonrasında umudunu yitirmediğini ifade etti. “Gözaltında olan tüm kişilerin, insani bir muamele ile karşılanacağına inanıyorum. Eşimin bir an önce serbest bırakılmasını ve hedeflediği insani yardımlara devam etmesini umuyorum,” dedi. Kendisi gibi birçok ailenin benzer şekilde yükün altına girdiğini ve gözaltı süreçleriyle başa çıkmak zorunda kaldığını belirtti. Her ne kadar gözaltında kalacak olmasına rağmen, arkasındaki destekle güç bulduğunu ve bu zor günlerin geçeceğine inandığını vurguladı.
Olayın sadece aktivist ve ailesi için değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları için de çok önemli sonuçları olabileceğini belirten aktivist eşi, “Eğer bu tür gözaltılar devam ederse, sahadaki birçok Kürdistan ve Türk aktivist gönüllü olmak konusunda tereddüt edebilir,” dedi. Son olarak, yetkililerin olayı bir an önce çözerek insanlık adına atılan adımları desteklemesine ve bu trajik durumun daha fazla insanı etkilemeden son bulmasını umduğunu anlattı.
Aktivistin eşi, yaşadıkları bu zor süreçte seslerini duyurmak adına toplumun desteğini beklediklerini ve gözaltıların sona erdirilmesi adına daha fazla farkındalık oluşturulması gerektiğini dile getirdi. “Her bireyin, bu dünyada yaşananlar karşısında sessiz kalmaması gerekiyor. Bu, insanlığın geleceği için bir zorunluluk,” diye ekledi. Gelecek günlerde neler olacağı ise belirsizliğini koruyor; ancak eşinin ve tüm aktivistlerin bu konuda mücadele vermekten vazgeçmeyeceği aşikar.